Zaman kendi yetiştirdiği evlatlarını tüketmek konusunda acımasızdır. Zamanın acımasızlığı konusunda şöhret de payına düşeni her zaman almıştır.
Söz konusu Türk sineması olduğunda ise, şöhret birçok dönem starı için çok kaygan bir zemin olmuştur. Bu kaygan zeminde starlık mertebesine çok hızlı şekilde yükselenler, parayı hesabını tutamayacakları şekilde kazananlar ama aynı süratle aşağı düşenler de olmuştur.
Şüphesiz ki sinemada en dramatik iniş çıkışlara imza atanların başında Türk sinemasının bir dönem ekol olmuş isimlerinden Öztürk Serengil gelir. İlginçtir kendisi Artvinli olmasına rağmen Adanalı Tayfur tiplemesiyle şöhreti yakalamıştır.
Sinemaya girişi aslında kötü adam tiplemeleriyle başlamış olmasına rağmen kariyeri tamamen farklı bir yöne ilerlemiş ve komedi filmleriyle zamanının efsaneleşen yıldızlarından biri olmuş ve özellikle Anadolu'da çok sevilen bir yıldıza dönüşmüştür.
Bu konuda rivayetlere göre, babası disipliniyle ünlü bir eğitimcidir, hani eski model müdürlerden, okulun kapısında berber makasıyla bekleyip saç kesen, tipinden huylandığı öğrencileri tokatlayan cinsinden eski kafalı birisidir. Yıllarca Artvin,Trabzon, Antakya'da liselerde eğitimcilik ve idarecilik yaptıktan sonra oğlunun oyuncu olmasına çok bozulmuştur ve de zamanla evladının sinemada sulu zırtlak diye tabir edilen tarz komedi filmlerinde abidik gubidik rollerde yer alması adamcağızın çökmesine ve sağlığına zarar vermesine neden olmuştur. Yani dedikodulara göre yıllarca ciddiyet konusunda kök söktüren bu zatı muhterem sonunda oğlunu cıvık tabir edilen filmlerde cıvık rollerde görmeye kahretmiştir.
Erken yaşta evi terkeden ve taşı toprağı altın şehre giden Serengil, anılarını anlattığı "Yeşilçam'ı Benden Sorun" kitabında bahsettiği üzere uzun süre yokluklar ve sefalet içinde yaşamıştır. Yeşilçam'ın kaynağını oluşturan figüran kahvesinde uzun süre yatıp kalkmış ve zaman zaman açlığa talim etmesi gerekmiştir. Zamanla şansı dönen sanatçı, tiyatroda kendine yer edinir ve sinemada da yavaş yavaş roller bulmaya başlar.
Zamanının oyuncuları Suphi Kaner, Fikret Hakan, Ahmet Tarık Tekçe ile yakın ilişkiler kuran Öztürk Serengil bu arkadaşlarıyla da bir küs bir barışık yaşamıştır. Tarık Tekçeyle küslüğünden sonra zamanla sinemada kötü adam rollerinde onun yerini aldığını iddia etmiştir. Aslında bu grup içinde Suphi Kaner ve Tarık Tekçe Yeşilçam'a adapte olmakta zorlanmışlar ve genç yaşta Kaner çareyi intiharda bulmuştur, Tarık Tekçe ise yaşam boyu korkularına esir düşmüş, ve hayatta en korktuğu şey olan trafik kazası sonucu bu dünyadan ayrılmıştır. Fikret Hakan fiziğinin getirdiği avantajla starlık mertebesinde esas oğlan rollerle parlayıp zamanla karakter oyuncusuna evrilirken, Öztürk Serengil ise kötü adamlı karakter rollerden zamanla komedi filmerinin "abidik gubidik" hallerine evrilmiştir.
Dönemin şartlarına uyum sağlama konusunda yetenekli olduğu kuşku götürmeyen Serengil tiyatro ve sinemada yer edinip aranan adam olmaya başladığı yıllarda kendisine yeni kapılar açmayı da ihmal etmez ve Türkiye'da Abidik Gubidik adlı bir gece kulübü açar ve Karadenizli kökenlerinden gelen girişimci cesaretini ileriye götürüp Libya'da da bir gece kulübü açar. Kaddafi ile de iyi ilişikiler geliştirmiştir. 1960'lar Öztürk Serengil için iyi gelmiştir ve önü açık görünmektedir.
Öztürk Serengil'e devam edeceğiz...
Kaynaklar:
geçmişgazete.com
Yeşilçam'ı Benden Sorun; Öztürk Serengil
milliyetarsiv.com



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder